- derdini al-
- 恨みがとける
Modern Uyghur-Japanese dictionary. 2009.
Modern Uyghur-Japanese dictionary. 2009.
derdini dökmek — derdini, sıkıntılarını ayrıntılı olarak anlatmak, dile getirmek Efendinin ona ihtiyacı en ziyade kendi derdini dökmek, kalbini boşaltmak içindi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
derdini deşmek (veya depreştirmek) — (bir kimse birinin) derdini hatırlatıp yeniden üzülmesine yol açmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
derdini Marko Paşaya anlat — yakınmanı dinleyecek kimse yok anlamında kullanılan bir söz Herif öylesine müzevir ki anlatılmaz efendim, anlatılmaz. İrtica yapıyor diye tutturdu mu anlat derdini Marko Paşaya efendim. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
derdini söylemeyen derman bulamaz — insan sıkıntısını başkasına açıklayarak giderebilir anlamında kullanılan bir söz Kızım, derdini söylemeyen derman bulamaz. Gel bana işin doğrusunu söyle de bir çaresine bakalım. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
derdini çekmek — üzüntüsüne katlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş yastığı baş derdini bilmez — insanın derdi içindedir, en yakını bile onu anlamaz anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
dert anlatmak — derdini dökmek Elimden çeker alır, kime dert anlatırım o zaman? A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
dert yanmak — derdini sızlanarak anlatmak Müşteriler ay başında borç ödeyeceklerine Tevfik e dert yanıyorlar. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanı içine akmak — derdini dışa vuramamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreğini boşaltmak (veya dökmek) — derdini, üzüntüsünü anlatarak hafiflemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
içini açmak — derdini anlatmak, içini dökmek Rabia elinden gittikten dört beş ay sonra imama verdiği söze rağmen yavaş yavaş komşulara içini açmak istedi. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük